Tam adı Atıf Yılmaz Batıbeki olan yönetmen, yapımcı ve senarist, 9 Aralık 1925 yılında Mersin'de dünyaya geldi, ilk ve orta öğrenimini bu ilde tamamladı

atıf yılmaz

Özellikle köy ve pastoral yaşamı anlatan, sosyolojik, toplumsal konular içerikli filmlerde başarı sağlayan Atıf Yılmaz, kariyeri boyunca 110 filmin yönetmenlik koltuğunda oturdu.

Ortaokul yıllarında kendisine "resijör" lakabı takılan usta yönetmen, bunun sebebini "Mersin Ortaokulunun ikinci sınıfındayım. Kim hangi nedenle uygun gördü hatırlamıyorum şimdi.

Bana 'rejisör' lakabı takıldı. Herhalde sınıfta bir Yılmaz daha vardı. Ondan ayırmak için olmalı ama hala kendime sorarım. Neden rejisör?" sözleriyle anlatmıştı.

Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tamamlayan Atıf Yılmaz, daha sonra Güzel Sanatlar Akademisi'nde ressam Nuri İyem'den resim dersleri aldı.

1947 yılında Tavanarası Ressamlar Topluluğu'na katıldı ve "Beş Sanat" isimli dergide tiyatro ve sinema üzerine yazılar yazdı.

Sinema kariyerine "Allah Kerim" filmiyle başladı

Yönetmen Semih Evin'in "Allah Kerim" filminde asistanlık yaparak 1950 yılında sinemaya adım atan Atıf Yılmaz, 1951 yılında Hüseyin Peyda'nın çektiği "Mezarımı Taştan Oyun" filminin senaryosunu kaleme aldı. Aynı yıl ilk filmi "Kanlı Feryad" ile yönetmenliğe başladı.

1953 yılında Kerime Nadir'in eserinden "Hıçkırık" isimli filmi çekti. Filmin başarısı Yeşilçam'da "piyasa romanları" olarak tabir edilen eserlerin arka arkaya sinemaya uyarlanmasına sebep oldu.

Oğuz Özdeş'ten "Aşk Izdıraptır", Esat Mahmut Karakurt'tan "Kadın Severse", "Dağları Bekleyen Kız", "İlk ve Son" ve Ethem İzzet Benice'den "Beş Hasta Var" isimli filmleri yöneten Yılmaz, 1959 yılında çektiği "Bu Vatanın Çocukları" filmiyle Gazeteciler Cemiyeti Türk Film Festivali'nde "En Başarılı Rejisör" seçildi.

Orhan Günşıray'la birlikte 1960 yılında Yerli Film şirketini kurarak yapımcılığa da başlayan usta yönetmen, 1960 yıllarında ikinci yarısında Ayşe Şasa'nın senaryosunu yazdığı filmlerle birlikte Türk sinemasının klasikleri olarak kabul edilen bir çok film yönetti.

Görsel sanatlar hiçbir zaman bitmeyeceği için belki gösterim alanları değişecek

Özellikle köy ve pastoral yaşamı anlatan, sosyolojik, toplumsal konular içerikli filmlerde başarı sağlayan usta yönetmen, filmlerinin senaryolarını da kendisi yazdı.

Atıf Yılmaz, Türk sinemasının gelişimine dair değerlendirmelerde bulunduğu programda, Türk sinemasının bir arayış içinde olduğuna vurgu yaparak, şunları söylemişti:

"Benim zamanımda sinemacı olmak çok kolaydı. Çünkü sinemaya büyük bir talep vardı. Yılda 150-200 film çekiliyordu. Sinemaya aşırı bir talep olduğu için bu talep filmlerin tarzını da belirliyordu.

Şimdi talep de değişti, izleyicimiz de değişti, her şey değişti. Bugün sinemacı olmak ve bu mesleği yürütmek çok daha zor. Bugün bir arayış var, bu arayışın sonu ne olacak bilemiyorum. Görsel sanatlar hiçbir zaman bitmeyeceği için belki gösterim alanları değişecek ama her zaman yaşayacak diye düşünüyorum."

Aynı röportajda, sinemanın bir ülkeyi tanıtabilecek en önemli sanat dalı olduğuna dikkati çekti. "Türkiye'nin dış dünyada tanıtılması için en elverişli sanat dalı sinemadır.

Cumhuriyet kurulduğu zaman bir Batılılaşma hareketi başladı. Batı'nın burjuva sanatları baş tacı edilmek istendi. Operaya, baleye, tiyatroya, orkestralara devlet destek verdi. Ama sinema halk sanatı olduğu için ciddiye alınmadı. Onun gücü fark edilmedi."

BESOB'dan Ahilik Haftası'na Özel Buluşma! BESOB'dan Ahilik Haftası'na Özel Buluşma!

Son filmi 2004 yılında "Eğreti Gelin" oldu

Atıf Yılmaz'ın 1972 yılında çektiği "Zulüm" filmi, 9. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Film", "En İyi Yönetmen" ve "En İyi Görüntü Yönetmeni" ödüllerine layık görüldü.

Türk sineması klasiklerinden "Selvi Boylum El Yazmalım"ın 1977 yılında yönetmen koltuğunda oturan, 1980 yıllarda başrolünde bayan kahramanların öne çıktığı filmlere imza attı. Yaptığı bu filmlerle 1984-1986 arasında Altın Portakal Film Festivali'nde 3 yıl arka arkaya "En İyi Film" ödülünü kazandı.

Yerli Film kapandıktan sonra 1980 yıllarında Ömer Kavur ve Yavuz Özkan ile birlikte ADAF'ı kuran Yılmaz, bu şirket dağıldıktan sonra, kendi adına Yeşilçam Filmcilik yapımevini açtı.

Bir sinema efsanesi olarak görülen Atıf Yılmaz, bir dönem Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-TV Bölümü'nde de öğretim görevlisi olarak çalıştı.

Aktif olduğu dönem boyunca 110 film yöneten Atıf Yılmaz'ın son filmi 2004 yılında "Eğreti Gelin" oldu.

Hacettepe Üniversitesi tarafından 1991 yılında "Sanatta Onursal Doktora" unvanı verilen Atıf Yılmaz, 1996 yılında 33. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Onur Ödülü"ne değer görüldü.

Mide kanseri nedeniyle 5 Mayıs 2006 yılında İstanbul'da vefat eden usta yönetmenin cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.