Bursa İl Müftüsü Yavuz Selim Karabayır'ın Acı Günü! Bursa İl Müftüsü Yavuz Selim Karabayır'ın Acı Günü!

” O, inananların hep birlikte sımsıkı sarılması istenen “Allah’ın ipi” (Âl-İmrân, 3/103) ve kopmak bilmeyen “sapasağlam tutulacak bir kulpudur” (Bakara, 2/256) “O, insanları en doğru yola ileten bir şifa kaynağı, bir hidayet rehberi ve rahmet vesilesidir.” (Yûnus, 10/57)

Kur’an-ı Kerim, insana dağların bile taşıyamayacağı büyük sorumluluğunu hatırlatır. Doğruları ve yanlışları okuyanın önüne serer ve sağlıklı bir seçim yapmasını sağlar. Kur’an’ın kendisi için kullandığı “hatırlatma” anlamına gelen “Zikr”, “doğruyu yanlıştan ayıran” anlamında “Furkân”, “yazılı metin” anlamında “Kitab” ve “okunan şey” anlamındaki “Kur’an” isimleri de Kur’an’ın bu özelliklerini kapsayıcı mahiyettedir.

Kur’an-ı Kerim okumayı öğrenmiş veya ezberlemiş olmak, iyi bir Müslüman olmak için tek başına yeterli değildir. Kişi okuduğunu anlamalı, ezberlediğini kavramalı, âyetlerdeki mesajları düşünmeli ve araştırmalıdır. Zira Kur’an-ı Kerim, “Müminler için gerçekten bir hidayet rehberi ve rahmettir.” (Neml, 27/77) Öğrenen ama düşünmeyen bir insan, “Kur’an üzerinde düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri üstünde kilitler mi var?” (Muhammed, 47/24)sorusuna muhataptır. Bu konuda sahâbî Ebû Ümâme’nin, duvarlara asılan Mushafların insanı aldatmaması gerektiğini, Kur’an’ı gerçekten idrak ve muhafaza eden bir kalbe Allah’ın asla azap etmeyeceğini söylemesi oldukça dikkat çekicidir. Müslüman duvarda asılı duran Kur’an-ı Kerim’in kendisini kurtarmayacağını bilmelidir.

Mehmet Âkif’in ifade ettiği üzere;

“İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için!”

Allah Resûlü, Kur’an’ın öğrenilmesi kadar öğretilmesine de önem vermiş ve “Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.” buyurarak ümmetine bu konuda müjde vermiştir. Hz. Peygamber anne babaları ve çocuklarını da Kur’an’ı öğrenme ve onu hayatında gereğince tatbik etme hususunda teşvik etmiştir: “Kur’ân-ı Kerîm’i okuyan ve hükümleriyle amel edenin anne-babasına kıyamet günü bir taç giydirilir. Bu tacın ışığı şayet aranızda olmuş olsa, dünya evlerindeki güneş ışığından daha güzeldir. O hâlde bununla amel eden hakkında ne düşünürsünüz?”

Sözün en güzeli Allah’ın kelâmı Kur’an-ı Kerim’dir, en güzel yol da Hz. Muhammed’in yolu ve sünnetidir. Dünya ve âhiret saadeti, Kur’an-ı Kerim’de ve Resûlullah’ın örnekliğinde takdim edilmiştir. Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin Müslümanlara bıraktığı mirasıdır. Kur’an-ı Kerim ile doğru yola gidilir, Hakka ve hakikate ulaşılır. 

Yusuf TUNA / Orhangazi Müftüsü
 

Editör: Yüksel Aslan