Priti Patel, Avam Kamarası'nda yaptığı önemli açıklamada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kararının, sığınmacıları Ruanda'ya gönderme planının kendisiyle değil, listede adı bulunan 3 kişiyle ilgili olduğunu söyledi.
Kararın Ruanda'ya sınır dışılar için mutlak bir engel olmadığını söyleyen Priti Patel, mahkemenin serbest bırakılmasına hükmettiği sığınmacıların, haklarında değerlendirme sürerken elektronik kelepçe ile takip edileceğini duyurdu.
AİHM kararının, İngiliz yerel mahkemeleri ve Yargıtay hükümleriyle ters düşmesi göz önüne alındığında kendileri için hayal kırıklığı ve şaşırtıcı olduğunu söyleyen Priti Patel, "Ulusal ve uluslararası yükümlülüklerimize tam olarak uyduğumuza inanıyoruz. Gelecekteki uçuşlar ve bir sonraki uçuş için hazırlıklar şimdiden başladı."
Utanç verici
İşçi Partisi'nden Gölge İçişleri Bakanı Yvette Cooper uçağın iptaline kadar zamanda yaşananları ve planı, "utanç verici" olarak nitelendirdi.
İçişleri Bakanı'nın suçu başkasına atamayacağını, "Bu ciddi bir politika değil ve asla da olmadı. Uçağı kiralarken bunu biliyordu. Bu uçakla Ruanda'ya göndermeyi planladığı insanlar arasında işkence ve insan ticareti mağdurları olduğunu biliyordu. Uygun bir değerlendirme süreci olmadığını biliyordu. Bazılarının çocuk olabileceğini biliyordu."
Yvette Cooper, düzensiz göç sorunun çözümü için Fransa ile çalışılması gerektiğini ancak Priti Patel'in Fransız mevkidaşıyla arasının açık olduğunu savundu.
Tepki çeken plan ve AİHM kararı
İngiltere'de yasa dışı olarak bulunan göçmen ve sığınmacıları Ruanda'ya göndermek için 14 Nisan tarihinde iki ülke arasında Göç ve Ekonomik Kalkınma Ortaklığı anlaşması imzalanmıştı. Anlaşmaya insan hakları kuruluşları tepki göstermişti.
13 Haziran tarihinde Temyiz Mahkemesi yargıçları, göçmen ve sığınmacıları Ruanda'ya götürecek ilk uçuşun yapılabileceğine hükmetmişti. Bireysel başvuruları reddedilen sığınmacıların avukatları, uçağın kalkmasına kısa bir zaman kala AİHM'ye başvuru yapmıştı.
