15 Temmuz Millet Bahçesi'nde ilçede yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili basın toplantısı düzenleyen Göksu, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden sonra kentsel dönüşümün önemini toplumun anladığını söyledi.

Kentsel dönüşüme başladıklarında zaman zaman zorluk ve dirençlerle karşılaştıklarını hatırlatan Göksu, "Bazen çok agresif hareketlere dönüştüğünü görebiliyorduk. Tabii ki 6 Şubat depremlerinden sonra herkes, zihninde bir olası deprem karşısında tedbir olarak ne yapılacağıyla ilgili kendi binasını, kendi yapı stokunu, kendi oturduğu evi sorgular hale geldi." dedi.

Deprem Uzmanı Moriwaki: Deprem Riski En Az Olan Şehir Kırklareli Deprem Uzmanı Moriwaki: Deprem Riski En Az Olan Şehir Kırklareli

Göksu, bilim adamlarının söyledikleri gibi İstanbul'da 7 ve üzerinde bir depremin gerçekleşmesi durumunda ciddi sıkıntılar yaşanacağını ifade ederek, "Peki, bu sıkıntılar karşısındaki çözüm 'deprem İstanbul'un felaketidir', 'deprem İstanbul'un tehdididir' diyerek bağırmak mı? Yoksa çözüm, ortaya çıkacak acı tabloyu ortadan kaldırabilecek işleri yapmak mı? Her birimiz sorumluluk üstlenmiş insanlar olarak deprem riskine karşı, deprem stresine karşı bu şehri hazırlamakla sorumluyuz. Başarılı olmamız için üç temel aklın odaklanması gerekiyor. Birincisi siyasi akıl, ikincisi toplumsal akıl, üçüncüsü de medya aklıdır. Üç akıl ortaklaşa odaklanırsa çok rahatlıkla bu süreçten sonuç elde edebiliriz." diye konuştu.

- "Kentsel dönüşüm çalışmalarına manipülasyon"

Kentsel dönüşüm meselesinin zaman zaman siyasi manipülasyon ve siyasi linç haline getirildiğine dikkati çeken Göksu, siyasetçilerin görevinin siyaset yaptıkları insanların geleceğini inşa etmek olduğunu vurguladı.

Göksu, kentsel dönüşüm sürecinde en fazla zorluk çektiği kesimin siyasiler olduğunun altını çizerek, "Sadece ve sadece ben AK Partili bir belediye başkanıyım. 'AK Partili belediye başkanını buradan acaba ben nasıl dövebilirim?', 'Nasıl manipüle edebilirim?' diyerek 'Esenler halkı ben bir dairenize iki daire vereceğim.' hatta bazen gazını alamayanlar 'üç daire vereceğim' diyor. Niye? Çünkü sırtında küfe yok. Rahatlıkla konuşabiliyor." açıklamasında bulundu.

Kentsel dönüşümün İstanbul'daki her bir siyasetçi ve yerel yönetici için hayat kurtarma çalışması olduğuna işaret eden Göksu, "Bunun için önce İstanbul'da hepimizin siyasi olarak buna odaklanması gerekir. Biz AK Parti olarak 'bu işin bedeli ne olursa olsun' diyerek yola çıktığımız bu meselede çok büyük sonuçlar alarak yolumuza devam ediyoruz. Umarım diğer siyasi partiler de aynı hassasiyeti, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi aynı hassasiyeti gösterir ve bugün sorumluluk üstlendikleri ilçelerde ve sorumluluk üstlendiği İstanbul Büyükşehir Belediyesinde de aynı hassasiyetle yoluna devam eder." ifadelerini kullandı.

Kentsel dönüşümde herkesin sorumluluk sahibi olduğunu belirten Göksu, şunları kaydetti:

"Devletimiz, hükümetimiz, belediyelerimiz, halkımız hep beraber bir sorumluluğun üstesinden geleceğiz. İstanbul'da bugün istatistiklere baktığınızda nereden baksanız 1,6-1,8 milyon arasında dönüşmesi gereken konut var. Bunun ekonomik gücünü, ekonomik maliyetini ortaya koyarsanız ne kadar büyük bir maliyetin ortada olduğunu hep beraber görürüz. İvedilikle dönüşmesi gereken yaklaşık 600 bin konut olduğu ifade ediliyor. Şimdi bu kadar büyük bir alan içerisinde, bu kadar büyük ekonomi içerisinde bunu ancak dayanışmayla çözebiliriz. Bunun için işte aziz milletimizin, İstanbulluların her birimizin bilmesi gereken bir şey var ki bu konutların dönüşümü, bu yapı stokunun yenilenmesi hepimizin sorumluluğunda. Benim Esenler'de sürekli kullandığım bir şey var. Çocuklarınıza tabut değil konut bırakın."

- Kentsel dönüşüm yasası

Göksu, kentsel dönüşümle ilgili yasa çalışması olduğuna değinerek, "Bu yasa çalışmasında içerisinde maddelerden bir tanesi de şu; kentsel dönüşümde evi riskli olanlar için evin tahliyesiyle ilgili kurallar getiriliyor. Ben baktım, sadece siyasi muhalefet yapmak için o kadar manipülatif haberler yapıyorlar ki. Yazık. 6 Şubat'ta da yaptınız. Hatay'da biz kentsel dönüşüm için direnirken ve uğraşırken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız Hatay'da kentsel dönüşüm yapmak için gece gündüz emek sarf ederken, o kentsel dönüşüme karşı çıkanlar ne oldu? Mahkemelere gidip durdurmak isteyenler, orada siyasi manipülasyon yapanlar bugün Hataylılara karşı hesap verebilecekler mi? Hataylıların yüzüne bakabilecekler mi? Kentsel dönüşüm konusunda her birimiz konuşurken bin düşünüp bir konuşmalıyız." ifadelerini kullandı.

Esenler'de kentsel dönüşümdeki başarının temelinde halk ile belediye arasında kurulan güven ilişkisi olduğunu dile getiren Göksu, şöyle konuştu:

"Örneğin şu ana kadar 60 küsur bin konut yıkılmış, yapılmış. Bunların binlercesi bizim tarafımızdan yıkılmış, yapılmış. Bize açılan bir tane dava yoktur. Sadece davalar Cumhuriyet Halk Partisi tarafından açılır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından, bir de Şehir Plancıları Odası tarafından. Birey olarak hiçbir insanın bize açtığı bir dava söz konusu değil. Kim açıyor davayı? Cumhuriyet Halk Partisi. Hem de çok trajik bir şeydir. Örneğin Cumhuriyet Halk Partisi Tuzla Meclis Üyesi dava açıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Şehir Plancıları Odası. Nedir derdiniz? Ne istiyorsunuz bu insanlardan? Hadi kentsel dönüşüm yapmıyorsunuz. Kentsel dönüşüm adına bir çivi çakmıyorsunuz. Sadece siyasetinizi, sadece manipülasyon, sadece deprem meselesini iletişimin konusu olarak görüyorsunuz. Kendi vicdanınızla baş başa kalın. Ama hiç olmazsa insanımızın hayatını, insanımızın geleceğini kurtarmak isteyenlere karşı siyasi manipülasyonunuzu bir kenara bırakın."

İstanbul'da kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Göksu, "Esenler dışında İstanbul'da şu anda devam eden yaklaşık 170 bin kentsel dönüşüm inşaatı var. Bağımsız bölüm. 170 bin kentsel dönüşümle ilgili bağımsız bölümün 140 bini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve AK Partili belediyeler tarafından yürütülüyor. 30 bini ise özel şirketler tarafından yürütülüyor. Esenler'de şimdiye kadar 60 bin bağımsız bölüm dönüştürüldü. İstanbul'da dersen, 855 bin. Yaklaşık 1 milyon diyebilirsin rahatlıkla İstanbul'da, 6306 sayılı yasayla yaklaşık 1 milyon İstanbul'da." dedi.

Kaynak: