Genel olarak 30 yaşlarda ilk semptomlar görülmeye başlanır. Obezite, diyabet ve yüksek tansiyon gibi diğer hastalıklar böbrek taşı oluşumuna zemin hazırlar.
Tuz ve minerallerin içeriği ve oluşma sebebine göre taşlar farklı çeşitlerde ve büyüklüklerde olabilir. Böbrek taşları tek ya da çift taraflı görülebilir. Böbrek taşların tedavisi için üroloji bölümüne başvurmak gerekir.
Böbrek Taşı Belirtileri Nelerdir?
Böbrek taşları uzun bir süre boyunca hiç belirti vermeyebilir. Aniden başlayan sırt ve karın bölgesinde ağrı, böbrek taşının en büyük göstergelerinden bir tanesidir.
Taşlar idrar yoluna doğru hareket ettiğinde bazı durumlarda belirti vermeden ya da çok az belirtiyle vücuttan atılabilir. Daha büyük taşların varlığı böbrek, üreter, mesane ya da üretrada idrar birikimine yol açabilir.
İlerleyen durumlarda taşların idrar yolunu tıkaması durumunda daha ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Böbrek taşının sık karşılaşılan belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir:
Sırtta kaburgaların alt kısmında ağrı Alt karın bölgesine yayılan ağrı İdrarda yanma ve acı Mide bulantısı Kusma İdrarın yapısı, rengi ve yoğunluğunda değişiklik (bulanık, kötü kokulu idrar) İdrarda kan.
Enfeksiyon varlığında ateş ve üşüme bu belirtilere eşlik edebilir.Böbrek taşları çoğunlukla vücutta herhangi bir hasar oluşturmadan idrar yoluyla atılırlar. Tekrarlayan ve idrar yoluyla atılamayan taşlar için tedavi gerekebilir.
Böbrek Taşı Nedenleri Nelerdir?
İdrarda bir çok farklı atık bulunur. Bu atıkların az miktarda sıvı içinde yoğunlaşması durumunda, atıklar giderek kristalize hâle gelir ve bu durum da böbrek taşlarının oluşumuna sebebiyet verebilir.
Çoğunlukla bu atıklar idrarla birlikte atılır ve taş oluşumu gerçekleşmez. Risk faktörlerinin varlığında ve sıvı alımının gerekenden az olduğu durumlarda, böbrek taşlarının oluşumu hızlanır ve taşlar bir noktadan sonra idrar yolundan geçemeyecek büyüklüklere ulaşabilir ve idrar yolunu tıkayabilir.
Bu taşları oluşturan kimyasallar kalsiyum, oksalat, üre, sistin, ksantin ve fosfattır.Beslenme biçimleri, metabolik rahatsızlıklar, yetersiz sıvı alımı ya da sıvı kaybı ve bazı ilaçlar gibi bir çok böbrek taşına neden olabilir.
Bu etmenlerin dışında, böbrek taşı oluşumuna neden olan etmenler arasında, Aile sağlık geçmişi Yüksek protein diyetlerinin uzun süre uygulanması Yetersiz sıvı alımı Obezite Diğer böbrek hastalıkları ya da böbrek anomalileri Bağırsak ameliyatları Zayıflama amaçlı mide ameliyatları Yüksek tuz ve şeker tüketimi Laksatiflerin yoğun kullanımı Bazı migren ve depresyon ilaçları Metabolik sendromlar Bazı takviyeler (D vitamini, kalsiyum vb.)
Gut hastalığı Yetersiz fiziksel aktivite İdrar yolu enfeksiyonları gibi faktörler yer alır.
Böbrek Taşı Çeşitleri Nelerdir?
Böbrek taşları içeriklerine ve oluşum biçimlerine göre dört farklı kategoriye ayrılır. Taşlar kum tanesi büyüklüğünde ya da çakıl taşı boyutunda görülebilir. Kalsiyum Oksalat Taşları: Kalsiyum taşları en sık karşılaşılan böbrek taşı çeşididir.
İdrarda kalsiyum ve oksalatın birleşmesi sonucu oluşur. Yetersiz sıvı ve fazla kalsiyum alımı sonucu görülen bu taşların oluşumunda, çoğunlukla diğer risk faktörleri bu sebeplere eşlik eder.
Sistin Taşları: Kalıtsal bir bozukluk sonucu oluşan sistin taşları en nadir görülen böbrek taşı çeşididir. Bu taşlar, 25 yaşından önce oluşabilir ve sık aralıklarla tekrarlayan bir rahatsızlıktır.
Bu nedenle, böbrek fonksiyonlarında zayıflamaya ve böbrek yetmezliğine neden olabilir.Ürik Asit Taşları: Yüksek protein diyetlerinin uzun süre uygulanması, gut hastalığı, az sıvı tüketimi gibi faktörler ürik asit miktarını artırır ve ürik asit taşlarının oluşmasına sebep olur.
Sakatatlar ve kabuklu deniz ürünleri idrarda yüksek miktarda ürik asitin oluşmasına neden olabilir. Ürik asit taşları kalıtsal olarak da görülebilen bir böbrek taşı çeşididir. Sitrüvit Taşları: Enfeksiyon taşları olarak da adlandırılan bu taşlar tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları sonucu oluşur. Bayanlarda daha çok görülür.
Böbrek Taşları Nasıl Teşhis Edilir?
Böbrek ağrısıyla başvuran hastalara öncelikle fiziksel muayene yapılır ve ailede daha öncesinde böbrek taşı vakası olup olmadığı araştırılır. Sonrasında kan ve idrar tahliliyle birlikte bazı görüntüleme tekniklerinden faydalanılarak kesin teşhis konur.
Kan ve idrar tahlili yoluyla böbreklerde bir hasar olup olmadığı anlaşılmaya çalışılır. Kanda kalsiyum, fosfor ve ürik asit seviyelerine bakılır.
Hastadan 24 saatlik idrar toplama istenebilir. Böbrek taşı tanısında kullanılan görüntüleme yöntemlerinin başında bilgisayarlı tomografi (BT) gelmektedir. Ayrıca, teşhis için böbrek, üreter ve mesane bölgesi röntgeni istenebilir.
Bu şekilde taşın büyüklüğü ve bulunduğu yerin görüntülenmesi sağlanır ve var olan taşlar için nasıl bir tedavi planı izlenmesi gerektiği kararlaştırılır.
Bilgisayarlı tomografide radyasyona maruz kalma oranı yüksek olduğundan, bu yöntemin hamileler ve gençlerde kullanımına dikkat etmek gerekir. Bu nedenle, hamilelerde genellikle ultrason yöntemine başvurulur.
Bazı durumlarda doktorlar IVP adı verilen (Intravenöz Pyelografi) renklendirme yöntemi kullanılarak çekilen röntgene bakarak da böbrek taşı teşhisi koyabilirler.
IVP bazı hastalarda toksisiteye (zehirlenme) sebep olduğundan ve boya enjeksiyonu gibi süreçler nedeniyle teşhis süresi uzadığından, bu yöntemin artık tercih edilmediği söylenebilir.
Her vaka için farklı görüntüleme ve tanı yöntemleri kullanılması gerekebilir. Bu nedenle, hastanın durumuna ve hastalık geçmişine bakılarak hangi görüntüleme yönteminin kullanılacağına doktorun karar vermesi en iyisi olacaktır.
Böbrek Taşlarını Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
Sıvı alımını artırmak böbrek taşını önlemek için yapılması gerekenlerin başında gelir. Normal şartlar altında idrar açık sarı olmalıdır. Çay, kahve, meyve suları ve asitli içecekler yerine, su tüketimi artırılmalıdır.
Bu içeceklerin bir kısmı dehidrasyona (sıvı kaybı) neden olabilir ya da içerisinde bulunan şeker sebebiyle başka problemlere davetiye çıkarabilir. Spor yapan, açık havada ve yoğun beden işi yapan kişilerin daha çok su içmesi gerektiğini unutmamak gerekir.
Bol sebze ve meyve tüketimi ise çok önemlidir. Sebze ve meyveler idrardaki asit miktarını azaltır. Bu nedenle, ürik asit oranını artırma riski bulunan hayvansal gıdalarla birlikte sebze tüketimi yapılmalıdır.
Tuzu ve şekeri azaltma da böbrek taşını önlemek için başvurulabilecek diğer bir yöntemdir. Paketli gıdalardaki tuz ve şeker miktarı kontrol edilemediğinden, özellikle risk altındaki kişilerin paketli gıdaları daha az tüketmeleri önerilmektedir.
Obezite de böbrek taşı oluşumu için bir risk faktörü olduğundan, kilo vermek böbrek taşlarının azaltılması ve önlenmesi için tavsiye edilir. Kilo verme ameliyatları ya da hızlı kilo verdiren yüksek protein diyetleri gibi yöntemlere başvurulmadan önce dikkatli olunmalıdır.
Böbrek taşı oluşumunu önlemek için, kan ve idrar testi de yaptırılabilir. Çoğunlukla kan ve idrar testleri beslenmede neyin değiştirilmesi gerektiğine dair fikir verdiğinden, yapılacak bu testler sonucunda, risk altında olan kişiler için uygun bir beslenme planı hazırlanabilir.
Böbrek Taşları Nasıl Tedavi edilir?
4 mm’den küçük taşların %90’ı herhangi bir müdahale gerektirmeden kendiliğinden düşer. 4-7 mm arası taşların yarısı ve 8 mm’den büyük taşların ise nadiren kendiliğinden düştüğü söylenebilir.
Böbrek taşı idrar yolunda harekete başlamışsa ve müdahaleye gerek kalmayacak kadar küçükse, hastalara bol su tüketmesi ve hareket etmesi tavsiye edilir. Ağrı kesicilerle taşın düşmesi esnasında yaşanabilecek sorunların azaltılması hedeflenir.
5 mm’den büyük taşlarda müdahale edilmesi ve doktora başvurulması gerekebilir.Ürolog, taşın yeri ve büyüklüğüne, hastanın sağlık durumuna ve yaşına göre gerekli müdahaleye karar verir. Çocuklarda ve yetişkinlerde benzer tedavi yöntemlerine başvurulduğu söylenebilir.
İlaç tedavisi
Böbrek taşı varlığında hastalara ağrıyı azaltmak ve rahatsızlığı ortadan kaldırmak için bazı ağrı kesiciler verilebilir. Özellikle ibuprofen tarzı ağrı kesiciler tercih edilir.
Bazı durumlarda doktorlar taşın düşürülmesine yardımcı bazı ilaçlar da verebilir. Bu ilaçların başında alfa blokerlar gelmektedir. Üreterdeki kasların gevşemesi için verilen bu ilaçlar, taşın vücuttan atılması sürecini kolaylaştırmaktadır.Vücutta ürik asit fazlalığı olduğu durumlarda idrarın asiditesini düşürmek için de ilaç tedavisi uygulanabilir.
Operasyon gerektirmeyen müdahaleler
Böbrek taşı tedavisinde kullanılan ve operasyon gerektirmeyen yöntemlerin başında ESWL (Extracorporeal Shockwave Lithotripsyde) yöntemi gelir. Taşı vücut dışından verilen şok dalgalarıyla kırma işlemi olarak tanımlanabilecek ESWL yönteminde işlem sonrası tekrar bilgisayarlı tomografi çekilir ve işlemin başarılı olup olmadığı bu sayede kontrol edilmiş olur.
Diğer tüm müdahale ve işlemlerin yetersiz kaldığı durumda hastaların durumuna eşlik eden başka hastalıkların ve anomalilerin varlığında ya da taşların çok büyük olması durumunda böbrek taşı tedavisinde cerrahi müdahaleye başvurulur.
Cerrahi müdahaleler
Perkütan nefrolitotomi (PNL) böbrek taşı ameliyatına verilen isimdir. Bu ameliyat, kapalı böbrek taşı ameliyatı olarak adlandırılır. Sırtta açılan küçük bir kesi yoluyla ve teleskop benzeri araçların yardımıyla böbrek taşlarının alınmasını sağlayan bir müdahaledir.
Genel anestezi altında yapılır. Hastanın birkaç gün hastanede kalması gerekebilir.Üreteroskopi böbrek taşlarını cerrahi müdahaleyle vücuttan almak için kullanılan bir başka yöntemdir.
Işıklı, ucunda kamera olan üreteroskop adı verilen bir tüp aracılığıyla üretra ya da böbreğe ulaşılır. Bu operasyon da kapalı böbrek ameliyatında olduğu gibi genel anestezi altında uygulanır. Bu yöntem sayesinde, taş bulunduğu yerden alınabilir ya da taşın kırılması sağlanarak vücuttan idrar yoluyla atılması beklenir.
Operasyon sonrası iyileşmeyi hızlandırma ve ödemi azaltma için üretere stent takılabilir.Paratiroid bezi operasyonu böbrek taşı tedavisinde başvurulan cerrahi müdahale yöntemlerinden bir tanesidir. Paratiroid bezleri vücuttaki kalsiyumu dengelemekle görevlidir.
Bazı kalsiyum fosfat taşları paratiroid bezlerinin aşırı çalışması sonucu ortaya çıkar. Hiperparatiroidi durumunda bu bezlere müdahale edilerek bezlerin daha çok hormon üretmesinin önüne geçilir ve böylelikle böbrek taşı oluşumu azaltılabilir ya da tamamen ortadan kaldırılabilir.