Bakan Kacır, Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezinin (GUHEM) ev sahipliğinde, Uzay Kaşifleri Derneğince (Association of Space Explorers- ASE) düzenlenen "Planetary Congress"in (Gezegen Kongresi) açılışında, insanlığın uzaya ilgisinin insanlık tarihi kadar eskiye dayandığını söyledi.
Gökyüzü gözlemleriyle evrenin gizemlerini çözmeye çalışan insanoğlunun pozitif bilimlerin gelişmesini sağladığını belirten Kacır, şöyle devam etti:
"Kadim medeniyetimiz de uzaya ve gök bilime tarih boyunca önemli katkılar sundu. Dünyanın ilk gök bilimcilerinden Fergani, henüz 9'uncu yüzyılda gezegenlerin büyüklükleriyle birbirlerine olan uzaklıklarını hassasiyetle hesapladı. Güneş'in de bir yörüngesinin bulunduğunu ve kendi etrafında döndüğünü keşfetti. Yine aynı yüzyılda cebir ilminin kurucusu, kitapları 16'ncı yüzyıla kadar Avrupa üniversitelerinde temel matematik ders kitabı olarak okutulan Harezmi, Güneş'in, Ay'ın ve o dönemde bilinen 5 gezegenin hareketlerini gösteren eserler ortaya koydu. Sibernetiğin, robotiğin fikir babası Cezeri'nin yıldız ve gezegenlerin hareketleriyle ilgili gözlemleri mühendisliğe ve bilimsel çalışmalara temel oluşturdu. Gök cisimlerinin konumlarını ve hareketlerini doğru bir şekilde gösteren Uluğ Bey'in Zici Ulubey, Ulubey'in astronomi cetvelleri eseri teleskopun icadına kadar tüm bilim insanları tarafından konumsal astronominin temel kitabı olarak kabul edildi. Ali Kuşçu 15'inci yüzyılda Ay'ın haritasını çıkarmayı başaran ilk bilim insanımız olarak tarihe geçti. Ali Kuşçu'nun yıldız haritaları Christoph Colomb'a Amerika kıtasının keşfinde yardımcı oldu."
Bakan Kacır, uzay ve gök bilim alanında gerçekleştirilen çalışmaların, yeni keşif ve icatları tetiklerken ortaya konulan bilimsel birikimin, insanlığın ortak mirasına dönüştüğünü vurguladı.
- "Uzaydan daha fazla faydalanabilmeliyiz"
Ortak bilimsel mirasın bugün insanlığın ulaştığı gelişmişlik seviyesinin temellerini oluşturduğunu ifade eden Kacır, şöyle konuştu:
"Uzayı keşfetme çalışmaları, yüzyıllardır barışın ve iş birliğinin sembolü olmaya devam etmekte. Uluslararası Uzay İstasyonu gibi birçok ülkeyi bir araya getiren projeler, uzayın gizemini ve bize sağladığı fırsatları anlamamıza imkan vermekte. Ulaştırmadan haberleşmeye, sağlıktan iklim değişikliğine kadar birçok alanda kritik çözümlerin kaynağı olan uzaydan daha fazla faydalanabilmeliyiz. Bu da ancak dünya ülkelerinin ortak bir akıl ortaya koymasıyla herkesin etkin ve adil şekilde elini taşın altına koymasıyla mümkün. Hiç kimseyi geride bırakmadan herkesin hem uzay teknolojilerinden yararlanmasını sağlamak hem de teknoloji geliştirme kabiliyetlerine erişimini kolaylaştırmak zorundayız. Dünyanın teknolojik tekellere değil iş birliklerine ihtiyacı var. İnsanlığın kutuplaşmaya değil, birlikte çalışmaya ihtiyacı var. Bugün biz Türkiye olarak milli altyapılarımız, yeteneklerimiz, yetişmiş insan kaynağımızla uzayın barışçıl ve adil kullanımına katkı sunmaya hazırız. Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde milli teknoloji hamlesi vizyonuyla uzay alanındaki yetkinliklerimizi çok daha ileri noktalara taşımayı hedefliyoruz."
Kacır, Türkiye'nin uzaydaki çalışmalarını koordine etmek üzere 2018'de Türkiye Uzay Ajansını kurduğunu anımsatarak, Türkiye'nin uzay alanındaki somut hedeflerini ortaya koyan Milli Uzay Programı'nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2021 yılında dünyayla paylaşıldığını hatırlattı.
Türkiye'nin 2030 yılına kadar gerçekleştirmeyi hedeflediği 10 projesi bulunduğunu vurgulayan Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk astronot ve bilim misyonu kapsamında ülkemizin insanlı ilk uzay görevini planladık. Uluslararası Uzay İstasyonu'na gidecek ilk Türk uzay yolcumuz tıptan malzeme bilimine kadar 13 farklı bilimsel deneyi icra edecek. Halen eğitimleri devam eden ilk Türk uzay yolcularımız, Bursa'nın sevdiği tabirle gökmenlerimiz, bu programda bizlerle birlikteler. Burada huzurlarınızda 70'e yakın astronot ve kozmonota ev sahipliği yaptığımız bu toplantıda ilk Türk uzay yolcuları Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever'i de hep birlikte alkışlayalım. Onlara cesaret verelim. İnşallah kısa zamanda gerçekleştirilecekleri bu görevle onlar da bu büyük insanlık ailesinin yeni bir adımını atacaklar. Türkiye'yi bu topluluğun bir parçası yapmak adına önemli bir ilke imza atacaklar ve uzun yıllar boyunca Türk gençlerinin, Türk çocuklarının ve pek çok ülkenin gençlerinin ve çocuklarının sizler gibi onlar da ilham kaynağı olacaklar."
- "Türksat 6A'nın da üretim süreçlerini tamamladık, test çalışmalarına devam ediyoruz"
Ay Araştırma Programı'na değinen Kacır, söz konusu programı iki aşamalı olarak planladıklarını aktardı.
İlk aşamada yerli ve milli imkanlarla geliştirilen uzay aracının Ay'ın yörüngesine ulaşarak bilimsel veriler toplayacağını ve Ay'a erişeceğini dile getiren Bakan Kacır, şunları söyledi:
"İkinci aşamada Ay yüzeyine iniş yaparak bilimsel deneyler gerçekleştirilecek. Başta bu iki hedef olmak üzere Milli Uzay Programı'nın tüm hedeflerine ancak ve ancak ülkemizde güçlü teknolojik ve fiziki altyapıyı oluşturarak ve gençlerimize fırsatlar sunarak onların yetkinliklerini geliştirerek ulaşacağımızı biliyoruz. Türkiye olarak halihazırda kendi uydularımızı üretme, geliştirme ve test etme kabiliyetine sahip bir ülkeyiz. Yerli ve milli imkanlarla geliştirip ürettiğimiz yüksek çözünürlüklü yer gözlem uyduğumuz İmece, geçtiğimiz nisan ayında uzaya fırlatıldı. Yörüngesine yerleşen İmece uydumuz ilk sinyal ve görüntüleri başarıyla yer istasyonuna iletti. Yerli ve milli haberleşme uydumuz Türksat 6A'nın da üretim süreçlerini tamamladık, test çalışmalarına devam ediyoruz. Önümüzdeki yıl Türksat 6A devreye alındığında Türkiye kendi haberleşme uydularını üretebilen 10 ülkeden biri olacak. Ülkemizin uzay alanında teknoloji geliştirme kabiliyetini arttırırken, uzay girişimlerine ev sahipliği yapacak, uzay teknoloji geliştirme bölgesini önümüzdeki dönemde Ankara'da kuracağız. Uzay alanındaki bilimsel çalışmalarımıza ivme kazandıracak, optik tasarımından kontrol yazılımına kadar yerli imkanlarla geliştirdiğimiz ve Avrupa'nın en büyük teleskoplarından birine sahip Doğu Anadolu Gözlemevi'ni de tamamlayarak kısa süre içinde açılışını gerçekleştir."
- "Uzay bilimleri ve teknolojiler alanında pek çok iş birliğini hayata geçiriyoruz"
Bakan Kacır, coşkusu ve heyecanı her yıl yeniden yaşanan havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'in milletin gökyüzü ile buluşma duraklarından olduğunu vurguladı.
TEKNOFEST'in uzay alanında nitelikli insan kaynağının keşfi ve gelişimi için atılan en büyük adımlardan olduğunu anlatan Kacır, şöyle konuştu:
"Dünyanın en büyük havacılık ve uzay festivali TEKNOFEST'le gençlerimiz insansız hava araçlarından roketlere, model uydulardan jet motorlarına pek çok farklı alanda teknoloji tasarlayıp geliştirme imkanına kavuşuyor. Bu yıl 44 farklı alanda gerçekleştirdiğimiz yarışmalara 97 farklı ülkeden ve Türkiye'nin 81 şehrinin tamamından 337 bin takımda bir milyon gencin katılması yaşadığımız heyecanı zirveye taşıdı. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı olan 2023'te TEKNOFEST'i Türkiye'nin üç büyük şehrinde, İstanbul, Ankara ve İzmir'de düzenliyoruz. İstanbul ve Ankara'dan sonra bu hafta TEKNOFEST heyecanını İzmir'e taşıyoruz. Bu vesileyle sizleri ve tüm halkımızı İzmir'e, TEKNOFEST coşkusunu bizlerle birlikte yaşamaya davet ediyorum."
Kacır, 7'den 70'e binlerce kişinin katılımıyla 25 yıldır düzenlenen gökyüzü gözlem etkinliklerine değinerek, etkinliklerle uzay ile Türk milletini buluşturduklarını bildirdi.
Bilim ve teknolojiyi toplumla buluşturmak amacıyla Türkiye'nin dört bir yanında bilim merkezlerini hayata geçirdiklerini vurgulayan Kacır, şunları kaydetti:
"Program kapsamında ziyaret edeceğiniz ve gençlerimizle buluşacağınız GUHEM bu alanda en iyi örnek. GUHEM Türkiye'nin uzay ve havacılık temalı ilk bilim merkezi. Türkiye'yi uzay ve havacılık konusunda daha da ileriye taşıyacak, geleceğin astronotlarının, bilim insanlarının, pilotlarının, mühendislerinin yetiştirilmesine katkı sağlayacak bir bilim merkezi. Tüm bu çalışmalarımızla birlikte Milli Uzay Programımızın başarıya ulaşması için uluslararası iş birliklerinin de kritik rol oynadığının farkındayız. Bu bilinçle, uzay bilimleri ve teknolojiler alanında pek çok iş birliğini hayata geçiriyoruz. Uluslararası Uzay Federasyonu (IAF), değerli başkanı da burada bizimle birlikte, Asya Pasifik Uzay İşbirliği Örgütü (APSCO), Uzay Araştırmaları Komitesi (COSPAR) ve Türk Devletleri Teşkilatı Uzay Ajansları başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar bünyesinde uzay çalışmalarına aktif katkı sunuyoruz. İnsanlığın en büyük sorunlarını çözmek için uluslararası uzay topluluğuyla birlikte çalışmak ve milletimizin ve insanlığın yararına yeni iş birlikleri geliştirmek amacıyla Uluslararası Uzay ve Havacılık Kongresi’nin (IAC) 2026 yılında Antalya’da düzenlenmesi için de adaylık sürecindeyiz. IAC 2026'nın gelişmekte olan ülkelerin başarılarını sergileyeceği aynı zamanda tüm insanlığa katkı sağlamak için somut çabalarını da göstereceği bir forum olmasını hayal ediyoruz. Uzayın tüm dünya için etkin ve faydalı kullanımı adına barış ve işbirliği namına 'Türkiye olarak uzayda biz de varız' diyoruz. Türkiye Yüzyılı'nı inşa ederken artık, uzay teknolojilerine daha fazla yatırım yapıyor, uzayın tüm insanlığa fayda sağlayacak şekilde kullanılması için daha fazla iş birliği gerçekleştiriyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 'İstikbal göklerdedir' sözlerini motto olarak, tema olarak kabul ettiğimiz bu etkinliğin düzenlenmesini sağlayan başta Uzay Kaşifleri Derneği ve Bursa Sanayi ve Ticaret Odamız olmak üzere tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum."