Esra Demirkıran'ın sunduğu "Sanatçı mı Zanaatkar mı? Görüntü Yönetmeni Sinemanın Neresinde?" adlı ustalık okuluna konuşmacı olarak katılan Kürşat Üresin ve Cevahir Şahin, tecrübelerini genç sinemacılara aktardı.
"Kuru Otlar Üstüne", "Emanet" ve "Kalandar Soğuğu" filmlerinin görüntü yönetmenliğini üstlenen Şahin, genellikle bir projeye senaryonun son taslaklarında devreye girmeyi tercih ettiğini belirterek, "Sinematografistin bence senaryoyu okuyup, mekanları belirleyip, bütçenin ayarlanması süreçlerinde aktif olması gerekiyor. Söz konusu hikaye ve bütçe için hangi araçların temin edilmesi gerekiyor, bu tür şeylere müdahale edebilmesi lazım görüntü yönetmeninin." dedi.
- "Görüntü yönetmeni, yönetmenin önüne geçmemeli"
Şahin, kendisini görüntü yönetmeninden çok sinematografist olarak nitelendirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bazı yönetmenler kendini çok iyi izah edebiliyor. O zaman sinematografistin işi daha verimli oluyor. Ama yönetmenin kafasında bir şey canlanmadıysa kendiniz fikir teatisi yaparak, kendi tahminlerinizle bir ortam oluşturmak zorunda kalıyorsunuz ve bu zor olabiliyor."
Görüntü yönetmeninin görseldeki duyguları izleyenlere en iyi şekilde yansıtması gerektiğini vurgulayan Şahin, "Örneğin birinin kitap okuduğu sahnede tüm ışıkları okuyucuya yansıtmak doğru değildir. Işığı kitaba verip kitaptan yansıyan ışığın kişinin yüzüne vurması, o duyguyu izleyiciye daha iyi yansıtır." ifadelerini kullandı.
Cevahir Şahin, bir yapımda yönetmenin her zaman en ön planda olması gerektiğinin altını çizerek, "Görüntü yönetmeni, yönetmenin önüne geçiyorsa o film görsel şölene dönüşmüş, sanatsallığı kalmamıştır. Filmin bir bütün olması gerekir. Görsel dünyası da hikayeye hizmet etmelidir." diye konuştu.
Görüntü yönetmenini karanlık bir odada resim yapan psikiyatriste benzeten Şahin, "Sinematografist, çekim tekniklerinin hepsine hakim olamayabilir. Çünkü sette görüntüye dair tek yetkili kişi kendisi değil. Fakat lensi kullanmayı iyi bilmesi gerekir." dedi.
- "Yönetmen ile aynı yerden bakabiliyorsam birlikte çalışırız"
"Kodokushi", "Kayıp Zamanlar" ve "Yerel TV" yapımlarının görüntü yönetmeni Kürşat Üresin ise bir projeye girerken ilk kriterinin yönetmeni iyi tanımak olduğunu kaydetti.
Üresin, bir yapıma başlarken önce senaryoyu okuduğunu daha sonra "Bu projeye ne kadar katkı sunabilirim" diye baktığını anlatarak, "Kendi düşünce dünyam var ve buna göre bir katkı sağlayıp sağlayamayacağımı düşünürüm. Yönetmen ile ortak noktalarım olup olmadığına bakarım. Aynı yerden bakabiliyorsam birlikte çalışırız." ifadelerini kullandı.
Setteki sorunların her birimin kendi içinde sağlıklı iletişim kurmasıyla çözülebileceğine dikkati çeken Üresin, "Bu yüzden her girdiğim projeyi kabul etmedim. Kafama uygun bulamadığım veya yönetmenle düzgün bir diyalog kuramadığım için çekildiğim projeler oldu." dedi.
Konuşmaların ardından katılımcılar set tecrübeleri, görüntü yönetmenliğinin zorlukları ve benzeri konulara dair Şahin ve Üresin'e sorular sordu.
12 Punto kapsamında etkinlikler 23 Temmuz'a kadar Feriye Sineması'nda devam edecek.